Bir Türk Dostu Ve Mevlana Hayranı Muhammed İkbal
XX. yy.’ın modern dünyası İkbal’i, İslâm düşüncesinin hem teorisyeni hem de pratiğinin uygulayıcısı olarak karşımıza çıkarmıştı. XXI. yüzyılda ise onun fikirleri ve siyasi düşünceleri İslam toplumlarının yeniden yapılanmaları ve dünya üzerinde saygın bir yer edinmeleri için bir ışık olabilir mi? İkbal’in fikirlerindeki canlılık ve dinamizm, güçlü bir Allah inancı ve Mevlâna’nın rehberliği bu soruya cevap verir niteliktedir. Çünkü bakışları tek taraflı değil, bir yandan Batı düşüncesi öbür yandan İslam ve özellikle tasavvuf düşüncesi kendisine rehberlik eden iki önemli ana koldur. Bu yüzden İkbal’in inancı, yalnız vicdanlarda sıkışıp kalan bir iman değil, hayatın tüm alanlarına canlılık ve dinamizm aşılayan bir imandır. Bu hususlar onun felsefi serüvenidir. Onun serüvenini Benlik/Ego, İnsan-ı kâmil ve Aşk üçgeninde okuyacaksınız.
İkbal’in Siyasi Düşünceleri XXI. Yüzyılda Müslüman Toplumlarının Problemlerine Işık Tutabilir mi?
Eserde onun siyasi düşüncelerine de yer verilmiştir. İkbal, yalnızca sömürü durumunda bulunan Hindistan topraklarında Müslümanların bağımsızlığa giden yollarını adımlamaları değil, tıpkı Türk milletinin milli mücadelesinde olduğu gibi, İslâm dünyasında sömürgelikten ve işgalden kurtulmaya çalışan Müslüman devletlerine de bir model olmuştur. XXI. Yüzyılda İslam toplumlarında yaşanan idari ve sosyal değişikliklerde onun fikirlerinin ve sunduğu çözüm önerilerinin önemli bir yer tuttuğunu göreceksiniz.